Üniversiteli Öğrencilerden Ders Gibi Girişim..
Pamukkale Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğrencisi Asil Dugan ve İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat öğrencisi Harun Tatlı, girişimcilik örneği göstererek sosisli işine girdileririşimcilik örneği göstererek sosisli işine girdiler.Enn Hot Dog Sandviçin tadına bakıldıkça hem kendileri uçuyor, hem de öğrencileri uçuruyor.
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi Asil Dugan (22) ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü son sınıf öğrencisi Harun Tatlı, okullarının son yılında “kimseden hayır yok bari biz birşeyler yapalım” diyerek ticari bir atak yaptılar. İkili, üniversite kampüsüne ve Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) yakın bir noktada, sosisli tezgahı açtı. Markalarının ismi Enn Hot Dog. Marka diyorum çünkü Asil, Denizli’de bütün gençlerin ağzında dolaşan bu ismi Denizli ile sınırlandırmak istemiyor. Kendi geliştirdiği sos ve müşteriye sunduğu hizmette oldukça iddialı ve hedefi Türkiye’ye açılmak. Ben de “Buradan da dünyaya açılırsan şaşmayız artık Asil” dedim. Karşı çıkmadı.
Uçuran kampanya
Asil geleneksel esnaf tipine aykırı. Kafasında gününe göre değişen renklerde bandana, okulun reklam ve duyuru panosuna çevrilmiş bir sosisli tezgahı, her hafta yeni bir kampanya, yeni bir proje… Üniversitede Havacılık Topluluğu’nun da başkanlığını yapan Asil, topluluk olarak Denizli’de yamaç paraşütü yaptıklarını, Denizli’nin doğasını ve güzelliklerinden tepe tepe faydalandıklarını belirtiyor. Yüzlerce kez uçtuğu için kendisi bu işte usta eğitmen sayılır. Enn Hot Dog’da da ‘Uçuran Kampanya’ diye bir formül geliştirmiş. Kampanyada sosisli yiyen 3 şanslı kişi, ay sonu yapılan kurayla bu uçuşlardan birine ücretsiz katılabiliyor.
“İçine sevgimizi koyuyoruz”
Tanesi 2 liradan günde 200-300 sosisli sattıklarını, bazı günler bu rakamın da üstüne çıktıklarını söylüyor Asil. Özellikle okuldan arkadaşlar, Denizli’de kaldığı evin çevresinden tanıdıklar ve tabii hocalar en iyi müşterileriymiş. Evde deneme yanılma üsulü (biraz Türk usulü formülle) geliştirdiği özel ‘Enn Hot Dog’ sosuyla insanların mest olduğunu anlatıyor, öve öve bitiremiyor. Açıkcası ben de denedim gerçekten şahane bir tadı vardı. Tabii beklenen soruyu soruyorum: “Sosun içinde ne var?”
“İçine sevgimi koyuyorum abi” diyerek, savuşturdu soruyu.
“Sen inşaatçısın dediler...”
İnşaat mühendisliğinde okuduğu için başta bu işe girmesini yadırgayanlar olmuş. Anlatıyor Asil: “Okulda arkadaşlar ve hocalar örnek olarak beni gösteriyor. Özellikle işletme ve iktisat bölümlerinde girişimcilik dersleri oluyor, orada konusu oluyormuş ‘Enn Hot Dog’un. Bunları duymak çok güzel. Ama ben kendimi çok kutsamıyorum. Sonuçta işletme, ticaret işletmecilere paracılara özel inmiş bir şey değil yer yüzüne. Herkes istediği işi yapmakta en az benim kadar özgür. Birisi de çıkıp ben müteahit olcam dese ben ona bir şey diyemem. Bilgisi tecrübesi kabiliyeti o işe yetiyorsa girip yapsın. Ticaret kimsenin tekelinde değil.”
Tezgahta vardiyalı çalışıyoruz
“Standımızın bulunduğu nokta için dükkan sahiplerine 400 lira kira veriyoruz. İş olmasa bu kirayı çıkaramayız.Tezgahı açana kadar işin mutfak kısmını ilgilendiren süreçle ben ilgileniyorum.Sosislileri ben hazırlayıp tezgaha getiriyorum.İşin tezgah kısmı da tamamen Harun'a ait.Ben sosislileri hazırlayıp getirene kadar Harun temizliğini yapıp tezgahı satışa hazır hale getirmiş oluyor.Satış başladıktan sonra işimiz vardiyalı hale geliyor.
Kırıntı Cafe’ye transfer oldu
Asil, Denizli’nin kafe piyasasının da dikkatini çekmiş olacak ki birkaç hafta önce karlı bir transfer yapmış. Sosisli işinde belli bir kitleyi yakalayınca, daha doğrusu geliştirdiği marka stratejisi düzgün yürüyünce, ‘Kırıntı’ adlı bir cafenin patronu “gel burayı sen işlet” demiş, o da kabul etmiş. Şu an iki katlı, 7 çalışanı olan bir kafenin işletmecisi. “Bu yaşta böyle bir sorumluluk almak hem gurur verici hem de çok ağır bir yük” diyor.
‘Engellerin üstünde uç’ projesi
Asil, ticari hamlelerinin yanında çok iyi de bir sosyal gönüllü. Ev taşıma, kız karçırma, arkadaşının sınavı için kopya hazırlama gibi bir anda üstüne vazife olmayan bir sürü işe kalkışabiliyor. Daha önceden kentte sosyal yardım ve rehabilitasyon projelerine imza atmış. Son projesi de kendi alanıyla alakalı. Asil, kendisine ait ‘Engellerin Üstünde Uç’ projesiyle engelli üniversite öğrencilerini uçurmayı hedefliyor. Bunun için valiklikle görüşmüş, çeşitli sponsorluk bağlantıları kurmuş. Lakin üniversite yönetimi “Riskli, kaza bela olur biz bu işe girmeyiz, üniversitenin adını kullanmayın” türünden bir açıklamayla projeye izin vermemiş.
Uçuran kampanya
Asil geleneksel esnaf tipine aykırı. Kafasında gününe göre değişen renklerde bandana, okulun reklam ve duyuru panosuna çevrilmiş bir sosisli tezgahı, her hafta yeni bir kampanya, yeni bir proje… Üniversitede Havacılık Topluluğu’nun da başkanlığını yapan Asil, topluluk olarak Denizli’de yamaç paraşütü yaptıklarını, Denizli’nin doğasını ve güzelliklerinden tepe tepe faydalandıklarını belirtiyor. Yüzlerce kez uçtuğu için kendisi bu işte usta eğitmen sayılır. Enn Hot Dog’da da ‘Uçuran Kampanya’ diye bir formül geliştirmiş. Kampanyada sosisli yiyen 3 şanslı kişi, ay sonu yapılan kurayla bu uçuşlardan birine ücretsiz katılabiliyor.“İçine sevgimizi koyuyoruz”
Tanesi 2 liradan günde 200-300 sosisli sattıklarını, bazı günler bu rakamın da üstüne çıktıklarını söylüyor Asil. Özellikle okuldan arkadaşlar, Denizli’de kaldığı evin çevresinden tanıdıklar ve tabii hocalar en iyi müşterileriymiş. Evde deneme yanılma üsulü (biraz Türk usulü formülle) geliştirdiği özel ‘Enn Hot Dog’ sosuyla insanların mest olduğunu anlatıyor, öve öve bitiremiyor. Açıkcası ben de denedim gerçekten şahane bir tadı vardı. Tabii beklenen soruyu soruyorum: “Sosun içinde ne var?”
“İçine sevgimi koyuyorum abi” diyerek, savuşturdu soruyu.
“Sen inşaatçısın dediler...”İnşaat mühendisliğinde okuduğu için başta bu işe girmesini yadırgayanlar olmuş. Anlatıyor Asil: “Okulda arkadaşlar ve hocalar örnek olarak beni gösteriyor. Özellikle işletme ve iktisat bölümlerinde girişimcilik dersleri oluyor, orada konusu oluyormuş ‘Enn Hot Dog’un. Bunları duymak çok güzel. Ama ben kendimi çok kutsamıyorum. Sonuçta işletme, ticaret işletmecilere paracılara özel inmiş bir şey değil yer yüzüne. Herkes istediği işi yapmakta en az benim kadar özgür. Birisi de çıkıp ben müteahit olcam dese ben ona bir şey diyemem. Bilgisi tecrübesi kabiliyeti o işe yetiyorsa girip yapsın. Ticaret kimsenin tekelinde değil.”
Tezgahta vardiyalı çalışıyoruz
“Standımızın bulunduğu nokta için dükkan sahiplerine 400 lira kira veriyoruz. İş olmasa bu kirayı çıkaramayız.Tezgahı açana kadar işin mutfak kısmını ilgilendiren süreçle ben ilgileniyorum.Sosislileri ben hazırlayıp tezgaha getiriyorum.İşin tezgah kısmı da tamamen Harun'a ait.Ben sosislileri hazırlayıp getirene kadar Harun temizliğini yapıp tezgahı satışa hazır hale getirmiş oluyor.Satış başladıktan sonra işimiz vardiyalı hale geliyor.
Kırıntı Cafe’ye transfer oldu
Asil, Denizli’nin kafe piyasasının da dikkatini çekmiş olacak ki birkaç hafta önce karlı bir transfer yapmış. Sosisli işinde belli bir kitleyi yakalayınca, daha doğrusu geliştirdiği marka stratejisi düzgün yürüyünce, ‘Kırıntı’ adlı bir cafenin patronu “gel burayı sen işlet” demiş, o da kabul etmiş. Şu an iki katlı, 7 çalışanı olan bir kafenin işletmecisi. “Bu yaşta böyle bir sorumluluk almak hem gurur verici hem de çok ağır bir yük” diyor.
‘Engellerin üstünde uç’ projesi
Asil, ticari hamlelerinin yanında çok iyi de bir sosyal gönüllü. Ev taşıma, kız karçırma, arkadaşının sınavı için kopya hazırlama gibi bir anda üstüne vazife olmayan bir sürü işe kalkışabiliyor. Daha önceden kentte sosyal yardım ve rehabilitasyon projelerine imza atmış. Son projesi de kendi alanıyla alakalı. Asil, kendisine ait ‘Engellerin Üstünde Uç’ projesiyle engelli üniversite öğrencilerini uçurmayı hedefliyor. Bunun için valiklikle görüşmüş, çeşitli sponsorluk bağlantıları kurmuş. Lakin üniversite yönetimi “Riskli, kaza bela olur biz bu işe girmeyiz, üniversitenin adını kullanmayın” türünden bir açıklamayla projeye izin vermemiş.
Türkiye'nin 10 sene öncesi ile bugünü arasındaki fark, dağlar kadar büyük bir fark. Şuna inanın Türkiye'nin gelecek 10 senesiyle bugünü arasındaki fark da bilinen bütün dağlardan çok daha büyük bir fark olacak.Bugünün esnafı ve tarzı.Bu yüzdendir ki bandanalara takılmamak gerek.Unutmayalım ki gemişte değil,bugünü yaşıyoruz.
YanıtlaSilülkemizde artık teknolojik gelişmeler sayesınde insanlar bilinclendi ve bizim gibi gençler böyle konularda duyarlılar.biz bugunde yaşıyoruz ve bugunler için elımızden geleni yapmalıyız bende özge arkadaşıma katılıyorum.
YanıtlaSil