4 Mayıs 2013 Cumartesi


Genellikle büyük çaplı gelişmelere büyük şehirlerde rastlansada diğer şehirlerimizin de yeniliklere açık olduğunu unutmamak lazım. İlk gönderimizde de olduğu gibi büyük küçük demeden girişimler her an her yerde karşımıza çıkabiliyor.
Gelişigüzel kentleşmenin meydana getirdiği sorunlar atlatıldıktan sonra birçok konuda gelişme kaydedeceğimiz bir gerçek olmakla birlikte şu anki yenilikler insanın düşünme (düşünce)de ne kadar açık olduğu anlamına geliyor.

Ünlü artist ve sanatçı Leonardo da Vinci'nin de dediği gibi "İnsan hayal gücü sınırsız. Sadece ahmaklar bunun farkında değil"

İşte İstanbul'un yeni akıllı şehri! - Bio İstanbul

İstanbul Başakşehir’de hayata geçirilecek olanakıllı ve ekolojik şehir ‘Bio İstanbul’da, Türkiye’nin en gelişmiş çocuk hastanesi, inovasyon kampusu, biyoteknoloji üniversitesi bulunacak. Bio İstanbul, 2.2 milyar dolarlık yatırımla hayata geçecek ve 3 yıl içinde tamamlanacak.
İstanbul’un Avrupa yakasında kurulacak ‘yenişehir’de yer alacak 4 ayrı şehirden biri olan Bioİstanbul gün yüzüne çıktı. Başakşehir’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın planlama ve koordinasyonu ile hayata geçirilecek olan akıllışehir Bio İstanbul, Türkiye’nin en gelişmiş çocuk hastanesi, en ileri biyomedikal araştırma ve geliştirme parkı ile çalışma ve sosyal alanları içinde barındıracak. TOKİ iştiraki Emlak Pazarlama Proje Yönetimi (EPP) ve BioDevelopment Company’nin ortak girişimi olan Bioİstanbul, 2.2 milyar dolarlık yatırımla hayata geçecek. 3 yıl içinde tamamlanacak Bio İstanbul, 10 bin nüfuslu yerleşim yeri olacak.
Üç ayrı vadiden oluşan ve toplam iki milyon metrekare alan üzerinde gerçekleştirilecek Bioİstanbul’un bir milyon metrekaresi yeşil alan olarak planlanıyor. Sazlıdere Baraj Gölü’nün yanı başında kurulan Bio İstanbul, Atatürk Olimpiyat Stadı’nın karşısında yer alırken, yeni inşa edilecek üçüncü havalimanına da 20 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Hastane, araştırma merkezi, konut ve ofislerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla güneş, rüzgar ve doğalgaz enerjisi kullanmayı hedefleyen Bio İstanbul, yağmur sularını da dönüştürerek kullanıma kazandırıyor. Bio İstanbul’da yaklaşık 650 bin metrekareye yayılan heykel parkları da bulunacak.

ÇOCUK HASTANESİ

Bio İstanbul’da, son teknolojiyle donatılmış çocuk hastanesi ve dünya standartlarında biyomedikal araştırmalar yapan Ar-Ge kampusu etrafında kurulu akıllı ve ekolojik bir yaşamın sunulması planlanıyor. Bio İstanbul’da çocuk hastanesi, inovasyon kampusu, biyoteknoloji üniversitesi bulunacak. Planlanan çocuk hastanesi, bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar üzerinde araştırmalar yapacak. İstanbul Children Hospital’da (İstanbul Çocuk Hastanesi) 320 yatak bulunacak ve 2015 yılında açılacak. Hastane, doğumdan yetlişkinliğe kadar olan süreçte her tür çocuk hastalığına karşı güncel tedavileri uygulayacak. İnovasyon kampusu, yaklaşık 17 bin kişilik iş olanağı yaratırken, bilimsel araştırmalarına yurtdışında devam eden Türk bilim insanlarını da çekecek.

KONUTLAR DA OLACAK

Bio İstanbul’da Lake Homes adı verilen 600 konut da bulanacak. Eylül 2015’te tamamlanacak konutların ilk etabı 150 bağımsız birimden oluşacak ve 7 avlu etrafında toplanacak. Konutlar, Sazlıdere Barajı manzaralı olacak.

Planlanan metro hatları sayesinde Bio İstanbul’un içine kadar metro gelecek.
Bio İstanbul’un güneyindeki Tem’e ve yapılacak üçüncü köprüye özel bir bağlantı yolu bulunacak.
Bio İstanbul’da araç trafiği de yer altına alınacak.

DOKTORLAR GERİ DÖNECEK

İlk sağlık kenti olan Bio İstanbul ile Türkiye’nin, ilaç ve biyomedikal araştırma sektöründe lider ülke konumuna ulaşacağını söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Bio İstanbul’da 10 bin nüfuslu bir yerleşim yeri olacağını belirterek, alçak katlı, ekolojik ve kendi enerjisini kendi yaratan binalar inşa edileceğini açıkladı. Bayraktar, “Bio İstanbul projesi yıllardır üzerinde çalıştığımız dünya çapında bir proje. İlk olarak bundan 4 yıl önce bu proje için görüşmelere başladık. Günümüz dünyasında sağlık ve hayat kalitesi ön plana çıkıyor. Çocukların ana rahminden 16 yaşına gelene kadar tedavilerini ve araştırmalarını yapacak bu kapsamda bir hastane sadece Zürih’te var. Dünyada başka bir yerde yok. Bu proje ile Türkiye’de bu anlamda ikinci olacak” diye konuştu. Bio İstanbul’un tam olarak faaliyete geçtiği zaman 20 bin çalışanı olacağının altını çizen Bakan Bayraktar, “Türkiye’ye dönmek isteyen, vatan özlemi çeken pek çok değerli doktorumuz ve profesörümüz, inanıyoruz ki buraya gelecek ve araştırmalarını artık Türkiye’deki bu merkezde yapacaklar” dedi. Bayraktar, birçok ilaç firması ve araştırma merkezinin de  buradan yer almak için şimdiden başvurduğunu kaydetti.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bio İstanbul benzerindeki bir projeyi Anadolu yakasında da yapmak için harekete geçtiklerini belirterek, “Proje çalışmalarına başladık. 2 yıl içerisinde altyapı çalışmalarını yapacağız. Bu alanda da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ortak çalışacağız” dedi.




kaynak: (http://ekonomi.haberturk.com/emlak/haber/841413-iste-istanbulun-yeni-akilli-sehri)


TAV ın şansı İDO daki kadar yaver gitmedi. İhaleden çekildi, hisseleri düştü.

TAV ın CEO su Sani Şener geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, "70 kişilik personelimiz ile çalıştık. Maliyetler konusunda şimdi gerçeği biliyoruz. Bilek güreşine artık hazırız" demişti. İhaleden çekildi, hisseleri yüzde 10 düştü..
TAV Havalimanları 3.ncü havalimanı ihalesinden çekildi.
TAV, 22 Milyar 110 Milyon Dolar teklif gelince ihaleden çekildiğini açıkladı.
TAV böylelikle, Limak ve IC karşısında bilek güreşini kaybetmiş oldu.
İhalede ilk tekliflerin açıklanması sırasında 13.25 TL'den işlem gören TAV (TAVHL) hisseleri tekliflerin açıklanması sonrasında 11.80 TL olan taban fiyata yöneldi.
3. havayolu ihalesinde IC Fraport 20 milyar euro+KDV, Cengiz-Kolin-Limak-Mapa-Kalyon 12,68 milyar euro+KDV, TAV 9 milyar euro+KDV, Makyol 4 milyar euro+KDV teklif etmişti.
Bir süre açık artırmada kalan ve en yüksek teklifin 22.1 milyar euroyu görmesi sonrasında mola alan TAV, mola dönüşünde ihaleden çekildiğini bildirdi.
TAV hisse senedindeki düşüş yüzde 10.61 oldu.

30 Nisan 2013 Salı


Girişimcilik Destek Programı

Programın Amacı
  • Girişimciliğin desteklenmesi
  • Girişimciliğin yaygınlaştırılması
  • Başarılı işletmelerin kurulması
Programdan Kimler Yararlanabilir
  • Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler,
  • Girişimciler 
  • İşletici Kuruluşlar (İş Geliştirme Merkezi’ni yönetmek üzere kurulan tüzel kişilik)
Programın Kapsamı
Bu program,
  • Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi,
  • Yeni Girişimci Desteği,
  • İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) Desteği
  • İş Planı Ödülünden oluşur.
A)Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi, kendi işini kurmak isteyen girişimcilerin bir iş planına dayalı olarak kuracağı işletmelerin başarı düzeylerini artırmak amacıyla düzenlenir.
Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri;
  • KOSGEB birimleri tarafından düzenlenen, 
  • Ulusal veya uluslararası projeler kapsamında, KOSGEB tarafından yürütülen,
  • KOSGEB ile işbirliği içerisinde çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen eğitimler,
  • Üniversiteler tarafından örgün eğitim kapsamında verilen girişimcilik dersleri’dir.
Bu eğitimler, 24 saati atölye çalışmalarından oluşan toplam 70 saatlik eğitimler olup; genel katılıma açık ve ücretsizeğitimlerdir. 
B) Yeni Girişimci Desteği
Destekten Kimler Yararlanabilir 
Bu destekten;
  • Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’ni,
  • KOSGEB Genç Girişimci Geliştirme Programı’nı,
  • Küçük Ölçekli İşletme Kurma Danışmanlığı Desteği (KÖİDD) Programı’nı tamamlayarak eğitime veya programa katıldığını belgeleyen ve işletmesini kurangirişimciler,
  • İŞGEM’de yer alan işletmeler
yararlanabilir.
Yeni Girişimci Desteğinin Unsurları, Oranı, Süresi ve Üst Limiti
DESTEK UNSURU
ÜST LİMİTİ (TL)
DESTEK ORANI (%) 
(1. ve 2 . Bölge)
DESTEK ORANI (%)
(3., 4., 5. ve 6. Bölge)
İşletme Kuruluş Desteği
Geri Ödemesiz
3.000
60
Kadın Girişimci
ve
Özürlü Girişimciye
%70 uygulanır.
70
Kadın Girişimci
ve
Özürlü Girişimciye
%80 uygulanır.
Kuruluş Dönemi Makine, Teçhizat, Ofis Donanım ve Yazılım Desteği
15.000
İşletme Giderleri Desteği
12.000
Sabit Yatırım Desteği
Geri Ödemeli
70.000
Destekten Yararlanma Koşulu ve BaşvuruProgramdan yararlanmak isteyen işletmelerin www.kosgeb.gov.tr adresindeki KOSGEB Veri Tabanı’na kayıt olması ve KOSGEB Hizmet Merkezi’ne iş planı ve ilgili belgeler ile birlikte başvurusu yapması esastır.
C) İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) Desteği
KOBİ’lere işletme geliştirme koçluğu, destek ağlarına ulaşım, finans kaynaklarına erişim imkânı, uygun koşullarda iş yeri mekânı, ortak ofis ekipmanı ve ofis hizmetleri sunmak amacıyla kurulacak bir İŞGEM’in, kuruluş ve işletme giderlerine destek sağlanmaktadır.
Desteğe Kimler Başvurabilir? 
Belediyeler,
Üniversiteler,
Özel İdareler,
Kalkınma Birlikleri,
Meslek Kuruluşları,
Kâr amacı gütmeyen kooperatifler.
Destek Unsurları, Oranı, Süresi ve Üst Limiti İŞGEM Kuruluş Desteği süresi en fazla 18 ay,
İŞGEM İşletme Desteği süresi en fazla 36 ay’dır.
DESTEK UNSURU

ÜST LİMİTİ (TL)
DESTEK ORANI  (%) 
(1. ve 2. Bölge)
DESTEK ORANI (%) 
(3.,4.,5. ve 6. Bölge)
İŞGEM Kuruluş Desteği
- Bina Tadilatı
- Mobilya Donanım
- İŞGEM Yönetim
Geri ödemesiz
750.000

(600.000
125.000
25.000)
60
70
İŞGEM İşletme Desteği

- Personel
- Eğitim, Danışmanlık
-- Küçük Tadilat
100.000
(30.000
50.000
20.000)
60
70
Destekten Yararlanma Koşulu ve BaşvuruİŞGEM kuruluş ve işletme desteği için KOSGEB Hizmet Merkezi’ne iş planı ve ilgili belgeler ile birlikte başvuru yapılması esastır.
Destekten yararlanmak isteyen işletici kuruluş, www.kosgeb.gov.tr adresindeki KOSGEB Veri Tabanına kayıt olur.
D) İŞ PLANI ÖDÜLÜÜniversiteler tarafından örgün eğitim kapsamında verilen “Girişimcilik” dersini alan öğrenciler arasında İş Planı Ödülü Yarışması düzenlenir.
İş Planı Ödülünden yararlanmak isteyen üniversite KOSGEB’e başvurur.
İş planları ilk üç dereceye girmiş olan öğrencilerden, en fazla 24 ay içinde işini kurmuş olmaları kaydı ile;
  • Birinciye 15.000 TL,
  • İkinciye  10.000 TL,
  • Üçüncüye 5.000 TL ödül verilir. 

29 Nisan 2013 Pazartesi

KONU: GİRİŞİMCİLİK
SORU:Merhaba...Sizden bir konuda yardım istiyorum. Yeni bir iş kurmak isteyen genç girişimcilerin nelere dikkat etmesi gerektiğini ve hedeflerine ulaşmak için izlemeleri gereken yolu anlatır mısınız? Teşekkürler
CEVAP:Girişimcilik; bilgi ile becerinin, teori ile pratiğin, para ile yeteneğin, çabukluk ile sabrın iç içe geçtiği bir hayat potası.Genç biri kendi işinin sahibi olmak istediği zaman ona “bunu niçin yapmak istiyorsun?” diye sorarım. Eğer “başkasına hizmet etmemek için” cevabını verirse, onun yanlış yolda olduğunu düşünürüm. Çünkü kendi işinizi kurduğunuzda başkasına daha fazla hizmet etmek zorunda kalacaksınız.Kısacası, gurur veya haysiyet gibi duygusal nedenlerle kendi işinizi kurmak istiyorsanız, ilk işiniz bu işten vazgeçmek olsun!
Genç iseniz, bir yetişkinle ortak olmanızı öneririm. Gençlerin enerji ve tutkusu, yetişkinlerin sabır, sermaye ve tecrübe gibi kaynaklarıyla birleşince başarılı girişimcilik öyküleri ortaya çıkıyor.İki genç ortak olduğunda genelde başarısız olamıyorlar. Çünkü genelde ikisinin de parası ve tecrübesi yetersiz oluyor. Az zamanda zengin olmak istiyorlar. Hepsinden önemlisi birbirlerine laf geçiremiyorlar. Bir genç yaşıtı bir gençten emir aldığı zaman, kendini “akılsız”, beceriksiz, silik ve ezik hissediyor! Bir süre sonra iktidar ve ego çatışmaları başlıyor.İkinci önerim umutlarınızı yüksek sabit giderlerinizi düşük tutun! Sabit giderlerin neler olduğunu bilmiyorsanız, bu işe hiç girmeyin! Piyango bileti almayı deneyin, hiç olmazsa siz kaybetseniz de “milli sermaye” kazanır!Para kazanmaya başlayınca, hayat standartlarınızı hemen yükseltmeyin. Kazandığınız ilk parayı, harcamaya değil yatırıma yöneltmeniz gerekir. İleride daha fazla harcamak için, başlarda harcamamanız gerekiyor.Sermayenizi üçe ayırın: başlangıç, yürütme ve büyütme sermayesi. Elinizde 10.000+$ var ise, bunun 4000$ kadarını işi kurmaya, 4000$ kadarını işi yürütmeye, 2000$ kadarını işi büyütmeye ayırmalısınız. 4000 $ işi kurmak için yeterli değilse, o zaman yeterli sermaye miktarına ulaşıncaya kadar paranızı çoğaltmalısınız.Türk girişimcilerin çoğu “göç yolda düzelir” inancıyla hareket ettiğinden, eldeki 10.000$ lık sermayenin tamamını işi kurmaya harcıyor. Bir ay sonra maaş ödemeye, işi tanıtacak reklamlar vermeye, kira ve telefon gibi işletme giderlerini ödemeye paraları kalmıyor. Parasızlık da moral bozukluğu ve atalet yaratıyor.Kurulan yeni işletmelerin %90 ı batar. Bunu unutmayın. Yeni kurulan işletmelerin %85’i 5 yıl içinde batıyor. İşe giriş maliyeti kadar çıkış maliyetini de düşünün. İşe girmek kolay çıkmak zordur, bunu da bilin.
Bir iş adamına göre ortaklık üç halde bozulurmuş:
- çok para kazanılınca (diğer ortak olmasa daha çok kazanırım)
- hiç para kazanılamayınca (diğer ortak yüzünden zarar ediyorum)
- ve işe ortakların kadınları karışınca! ( “bak herif ortağın evinde sen de gördün, yeni kanepe takımı ve perdelik almışlar, elalem şirketin parasını çatır çatır yiyor, bir de erkek olacaksın!”)
Üçüncü maddeye katılmayabilirsiniz (özellikle bayanlar katılmayacaktır) buna saygı duyarım, zaten ben de kıdemli bir iş adamının görüşünü naklediyorum. İlginç olan nokta, Üzeyir Garih ile İshak Alaton’un tam 40 yıldır eşlerini birbirleriyle görüştürmemeleri.
Okuma önerileri:

1. “PG 99 ile kazanmak” adlı kitabı okuyun. (Dünya yayıncılık)
2. Girişimcilik adlı sistem yayıncılıktan çıkan kitabı okuyabilirsiniz.
3. “Başkasına çalışarak zengin olunmaz” (Alkım Yayınları)
4. Düşün ve zengin ol/Altın kitaplar
5. Platin dergisi / Aylık
6. Zengin baba yoksul baba/ Robert kiyasaki
7. “sevdiğin işi yap, para ardından gelecektir” (kuraldışı)

Saman saplarından yaptığı çelenkleri Avrupa’ya satıyor


 - MANISA
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)’ndan aldığı 43 bin lira kredi ile saman saplarından kapı çelengi üreten Gülfer Kızılçay, ham olarak Almanya’ya ihraç ediyor.
 Kızılçay’ın hedefi, kapı çelenklerinin süslemesini de kendi yapmak. İlkokul mezunu Gülfer Kızılçay, 27 bin lirası hibe olan 43 bin lira krediyle kendi işinin patronu oldu. Bir atölye kuran Kızılçay, çalıştırdığı dört işçiyle ülkeye döviz kazandırıyor.
Uşak’ın Eşme ilçesine bağlı Dereli köyünde 12 yaşında babasız kalan genç kadın, evlendikten sonra Manisa’nın Alaşehir ilçesine yerleşmiş. Çelenk üretmeye şans eseri başladığını dile getiren Kızılçay, şunları anlattı: “15 yıl çalıştığım çiçekçi firması, kuru çiçek ihracatı yapıyordu. Burada Alman firmalarının Noel çelengi taleplerini, bir gurbetçi arkadaşımızdan öğrenmiştim. Biz de kuru çiçek ihracatı yapan firmaya bu çelenkleri yapıyorduk. Bu işi çok iyi öğrenmiştim ancak bir süre durdu. Gurbetçi arkadaşımın bu konudaki sözleri hiç aklımdan çıkmamıştı. Firmaya çelenkleri yapacağımı söyledim ancak yeterli para bulamıyordum. Oğlum Onur, dış ticaret okuyordu. Ona bahsedince internetten araştırdı. Almanya’daki firmayla yazıştık. Bu arada girişimci kadınlara KOSGEB’den krediyle ilgili haberleri de almıştım. 2010 yılında bu fırsatı kaçırmadım. Alaşehir Ticaret ve Sanayi Odası’nın KOSGEB ile ortaklaşa açtığı eğitim kurslarına katılarak, Noel ve cenaze çelenkleri ile ilgili projemi sundum. Kursta ve mülakatta ortaya koyduğum somut örneklerle kredi almayı hak kazandım. Bu iki makineyi Almanya’dan getirterek atölye kurup imalata başladım.”
İşlerinin sezonluk olduğuna değinen Kızılçay, “Nisan sonunda işe başlarız, kasım sonunda biter. İşin sonunu iyi görmek anlamında öncelikle 27 bin liralık hibe krediyi kullandık. 70 bin liralık krediden ise sadece 16 bin lira kullanarak bu işyerini kurdum. Aldığım krediyle yanımda işçi çalıştırıyorum ama öncelikle eşim Duran ile birlikte kızım Duygu ve oğlum Onur, okul haricinde bize destek verdi. Yaz sezonunda dört işçi arkadaşımı vardiyalı çalıştırıyorum. İşçilerim 8 saat çalışıyor. Ben işin sahibi olarak, eşim ve çocuklarım vakit buldukça bazen 18 saat aralıksız makinelerin başında kalıyoruz. Bir noktada ailenin tüm fertleri burada. Oğlum işe girdi, kendi dalında çalışıyor, kızım da öyle.” şeklinde konuştu.
Üretim sayısının 2012 yılında 50 bin civarında olmasını beklediklerini belirten Kızılçay, “Bu çelenkleri Almanya’daki talepçi firmamız, kurutulmuş çiçek alımı yaptığı firma vasıtası ile alıyor. Bazen doğrudan da gönderiyoruz, nakliyeyi onlar üstleniyor. Satışımız, çelengin ebadına göre değişiyor. 75 santimetreden başlayıp 30 santimetre çapa kadar çelenk üretiyoruz. Tanesi 30 ile 70 kuruş arasında satıyoruz.” dedi. 200 bin çelenk yapmayı hedeflediklerini ve dört makine alırlarsa siparişlere cevap verebileceklerini aktaran Kızılçay, “Biz çelenkleri çıplak gönderiyoruz, orada süsleniyor. Biz burada süslemek istiyoruz, Almanlar da öyle istiyor, motif istiyorlar. Önce aldığım krediyi ödeyeceğim, sonra önümüzdeki yıllarda yeni kredi kullanıp işleri daha da büyütebilirim.” diye konuştu.

DENİZLİ'DE AB KIRSAL KALKINMA PROGRAMI(IPARD) UYGULAMAYA BAŞLIYOR

Avrupa Birliği tarafından tarım sektörü ve kırsal alanda ülkemize sağlanacak desteklerin çerçevesini çizen Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) Avrupa Birliği Komisyonu tarafından 2008 yılında onaylanarak uygulanmaya başlanmıştır. IPARD Programı, kırsal alanda sadece tarım ve hayvancılık değil, çevre, turizm ve sanayi gibi oldukça geniş bir yelpazeyi kapsayan, tarımsal yatırımların desteklenmesi ve yönlendirilmesi, kırsal ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, istihdamın artırılması ve yerel kalkınma stratejilerinin harekete geçirilmesini amaçlayan bütüncül bir yaklaşımı benimsemektedir.

Program kapsamında proje karşılığı sağlanan destekler, 5648 sayılı Kanun’la idari ve mali yönden özerk ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşu olarak 2008 yılında kurulan Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından yönetilmektedir.

IPARD Programından sağlanan destekleri Denizli’de proje karşılığı üretici ve yatırımcılarla buluşturacak olan TKDK Denizli İl Koordinatörlüğü Gazi Bulvarı No:155(Çınar Meydanı Yapı Kredi Bankası üstü) adresinde faaliyetlerine başlamıştır. Denizli İl Koordinatörlüğünce IPARD programı fonlarının kullandırılmaya başlanabilmesi için gerekli olan AB Komisyonu yetki devri sürecinde son aşamaya gelinmiş olup ŞUBAT ayında  IPARD fonlarından yararlanılmaya başlanacaktır.

Yapılacak yatırımlar ile;  Kırsal kesimde istihdam artacak,  insanlara yeni ekmek kapıları açılacak, köyden kente göç önlenecek,  AB standartlarında üretim yapan işletmelerin sayısı artacak ve tarımsal ürünlerin Avrupa pazarına erişimi kolaylaşacaktır.

Program kapsamında  5.000 € ‘dan  3.000.000 €’ya kadar proje ile yapılan müracaatlarda her bir proje için  % 50 ile %65 arasında değişen oranlarda hibe desteği verilecektir. Programa dahil 42 ilde kullanılacak olan toplam hibe tutarı yaklaşık 1,2 milyar avro olup il bazında herhangi bir bütçe sınırlaması bulunmamaktadır.

Belirtmek isteriz ki bu fonlar,  ülkemiz için kullanılmadığı takdirde AB’ye üye ve aday üye ülkelere geri gidecektir. Bu bağlamda yukarıdaki tedbir alanlarında, hali hazırdaki işletmesini modernize etmek isteyen veya yeni bir yatırım yapmak isteyen girişimci ruhlu vatandaşlarımıza tavsiyemiz;  TKDK Denizli İl Koordinatörlüğü  ile en kısa sürede irtibata geçmeleridir. Proje hazırlıklarına şimdiden başlamalı ki kurumumuz ilk çağrıya çıktığında projeniz hazır olsun.

Denizli İl Koordinatörlüğü olarak proje çağrısına çıktığımızda, ilk çağrıda olabildiğince çok proje kabul etmek istiyoruz. Çünkü fonları dağıtacak 42 il arasında fonların paylaşımı ile ilgili herhangi bir bütçe sınırlaması bulunmamaktadır. Dolayısıyla ilk çağrılarda İl Koordinatörlüğümüze verilen projelerin Kurum merkezince de onaylanıp yatırımın başlaması muhtemeldir. Fakat sonraki çağrılarda fon miktarı, diğer iller tarafından da kullanılan bütçe hesaba katıldığında azalacağı için projeler Kurum Merkezinde bazı kriterler dikkate alınmak suretiyle sıralamaya girecektir.

İlimizin AB hibe fonlarından azami derecede istifade edebilmesi, dolayısıyla yatırım ve istihdamın artırılması amacıyla sadece Denizli’de yaşayan hemşerilerimize değil, bunların yanında diğer illerde, hatta yurtdışındaki hemşerilerimize ve Denizli’de yatırım yapmak isteyen yerli/yabancı hedef kitleye ulaşmak istiyoruz.